Emin durup sırtında taşıdığı odun parçalarını yere koydu ve kasabanın ucundaki tepeye doğru baktı. Arkadan gelen arkadaşı Emin'in yanında durdu ve, -Ne oldu, neden durdun? -Sanki bir ışık gördüm. Arkadaşı Emin'in baktığı yöne doğru baktı ve, -Nerede, tepede mi? -Evet. -Emin misin? Oraya kimse çıkmaz ki. Emin bir süre daha tepeye baktıktan sonra, -Bilmem, belki de yanlış görmüşümdür. Neyse, hadi şu odunları kasabaya götürelim de biraz ısınalım, bu akşam hava çok soğuk. Böylelikle, yağan karın da etkisiyle yerdeki karların içinde kaybolmaya başlayan odun parçalarını tekrar sırtlarına yükleyip kasabanın yolunu tuttular. ----------------------------------- Yine bir akşam üzeri, Emin ve arkadaşı topladıkları odunlarla kasabaya dönerlerken, Emin aynı yerde durdu. Arkadaşı, -Yine mi ışık? -Hayır, duymuyor musun? -Neyi? -Kahkahalar... -Ben rüzgardan başka bir şey duymuyo...